İlker Bakışkan Sensei

Kendimi bildim bileli okumayı çok seven, araştırmacı biriydim. Aikido’nun mucidi O’sensei ve aikido’nun felsefi yapısı hakkında okuduklarım, sanatın güce ihtiyaç duymayan yapısı beni çok etkiledi ve aikido öğrenmeye karar verdim. Birçok farklı öğretmenden ders aldım. Ne yazık ki birçoğu bana aikido’nun ne olmadığını öğretebildi! Dünyada farklı pek çok ekol olmasına rağmen farkettim ki aikido’nun yazılı tek bir tarifi vardı!

Eğer O’sensei’nin sanatını nasıl anlattığını referans alırsak, ve onun sanatını tarif ettiği sözlerle filtrelenmiş bir pencereden sanata bakarsak, özüne sadık kalınan ve tarifindeki özellikleri taşıyan aikido’nun sadece sayılı ekoller altında çalışıldığını görebiliriz. Bunun dışında kalanlar çoğunlukla fiziksel kuvvete dayalı, zayıfın güçlüye uygulamasının imkansız olduğu eklem bükme tekniklerinin aikido adı altında çalışıldığı yapılardır.

Özüne uygun eğitim alabileceğim “YOL” u bulabilmek adına dünyadaki en sert ekollerden, geleneksel ekollere kadar hemen her yolu denedim.  O’Sensei’nin sanatını tanımladığı “güç kullanmadan…”, “rakibin enerjisi ile…”, “barış ve uyum”  gibi sözlerinin, temel çatısını oluşturduğu saf kaynak arayışı beni Seishiro Endo Shihan ekolüne götürdü.

15 yıl önce kabul edildiğim bu ekolü ülkemde gururla temsil ediyorum. Merkezlerimde verdiğim yoğun eğitim programları dışında öğrencilerimle beraber grubun pek çok farklı ülkede organize edilen kamplarımıza katılıyor, sanatımızın dünya standartlarında gelişimini mümkün kılıyoruz.

Aikido ömür boyu süren ve daima öğrenmeyi gerektiren bir disiplindir. Ve bu gelişim usta çırak ilişkisi ile mümkündür. Doğru üstat ile yola çıkılmadığında öğretmeninizden bir gün mezun olmak ve gelişiminizi mümkün kılacak bir üstat arayışına girmek kaçınılmaz olur.

Hocam nasıl bir eğitmen olmam gerektiğine dair bir hikâye anlatmıştı. Bu benim savaş sanatları yolunda nasıl ilerlemem ve eğitmenlik yaşantımı nasıl düzenlemem gerektiği konusunda gerçek bir kılavuz oldu. Hikayede:
Japonya’nın Fuji dağlarını anlatan iki öğretmen tipi var. Birincisi öğrencilerine “gelin bana yaklaşın, size bu dağ hakkında bildilerimi anlatayım” şeklinde yaklaşır. Burada öğrenci öğretmenin bildiği tüm bilgiyi onun öğretme ve anlatma oranınca alır ve öğretmenin görevi burada biter.

İkinci örnekteki öğretmen olmam gerekendi. Bu anlayıştaki sensei bir öğretmenden ziyade bir rehber, bir kılavuzdu!

Kendisini takip edenlere diyordu ki “Fuji dağını tanımak istiyorsanız, beni takip edin. Sizi ona götüreyim ve rehberlik edeyim!”

Önde giden kılavuz daima grubunun önünde deneyim eder ve ettirir.

Birinci örnekteki kişiyi anlattıkları bitene kadar keyifle dinleyebilirsiniz, ancak ikinci örnekteki kişiyi yol sürdükçe takip edebilirsiniz.

Hocamdan aldığım bu düsturla tüm grubum için yol gösteren bir kılavuz olmaya gayret ediyorum.

Grubumuzun özverili ve titiz çalışması, samimiyeti, dojomuzu herkesin aile sıcaklığında saygı ve sevgiyle eğitim aldığı uluslararası bir “akademi” haline gelmesini sağladı.

Aramıza katılmak isteyen her bireyi titizlikle gelen başvurular arasından seçiyoruz. İsteğimiz bu yolda bizlere arkadaş olacak bireylerle bir araya gelmek. Siz de sanatımıza ve çalışmalarımıza ilgi duyuyorsanız iletişim bölümünden bize ulaşabilirsiniz.

Türkiye Geleneksel Yaz Kampımız

Uzun yıllardır düzenlediğimiz yaz kamp ve seminerlerimiz oldukça yoğun konsatre bir çalışma programını içermektedir. Bu çalışmalarımıza dojomuzda eğitim alan her öğrencimiz ilk 6 ayından sonra katılabilmektedir. Eskiden düzenlemekte olduğumuz uluslararası seminerlerimiz, tüm dünya da olduğu gibi bizde de 2 veya 3 günlük çalışmalar halinde organize edilirdi. Hem konu bütünlüğü hem ekonomik kazanımlarını değerlendirerek yılda 4 kez düzenlediğimiz seminerlerimizi birleştirerek toplam 2 hafta süren bir eğitim programı dizayn ettik.  Bu programın 1 haftası İstanbul Merkez dojomuzda 1 haftası ise bir tatil yöremizde yaz kampı şeklinde uygulanmaktadır. Yoğun bir eğitim programı ile eğlenceli bir tatil fırsatını bir araya getiren bu program ile yıl içerisinde seminer programlarımızı birleştirdiğimiz için faliyet programımızda oldukça yer açmış olduk. Bu suretle öğrencilerimiz Japonya – Finlandiya ve Rusya’da organize edilen uluslararası diğer kamp faliyetlerine daha rahat katılma imkanı da bulmuş oldu.

Yurt Dışı Kampları

Gurubumuzdan minimum ilk yılını doldurmuş aikidokalar ile Endo Shihan’ın dünyada ki seminer ve kamplarına beraberce iştirak etmekteyiz. Bu seminerler dünyanın her yerinden siyah kemer seviyesi ve üzerindeki aikidokaların katılımıyla gerçekleşmektedir. Ortalama 18 saatlik bir çalışmayı kapsamaktadır. Yurt dışında organize edilmesi sebebiyle katılımcılar yaşamlarının getirdiği zihinsel yoğunluktan sıyrılarak zihinlerini sadece aikidoya odakladıkları bir döneme girmiş olurlar. Kendilerini ve hocalarını dünyanın her yerinden katılım gösteren aikidokalarla kıyaslama, bu suretle aldığı eğitimin kalitesini de değerlendirme şansına sahip olurlar.